11 İÇERİKLER
Herkesin dilinde pelesenk olmuş bir laf vardır ya “eskiden çok güzeldi her şey” diye başlayan işte ben o “eski’’nin içinden gelenlerdenim. Dedemin radyosunda konuşan herifi bulmak için o mıktanıslı kısmı darmadağın edişimden tutunda lamba ışığında fındık seçmeye, soba başında uyumaya, tarla koşan öküze acımaktan, elleriyle çay toplayan büyüklerime, sepetle ineğine yaprak taşıyan nenemden, çay bahçesinin başında aniden beliren ayı yavrusuna, amcamın oltasında çırpınan kırmızı benekli alabalıktan, çay alım yerinde her akşam kan ter top oynayıp gece karanlığında korkarak eve dönüşüme,hopada limana yanaşan her gemiyi babamın sanmamdan, amcamın Kıbrıs’tan getirdiği pilli arabama, nenemin kendir tohumu urganında salıncak kurmaktan, köye dikilen ilk elektrik direklerine şahitlik etmeye kadar o “eski”nin ta kendisiyim.